ÜMRAN AVCI- Bir milletin kaderini değiştiren Kurtuluş Savaşı, bağımsızlık için verilen milli mücadele yılları ve Cumhuriyet ile başlayan büyük değişimin sancılı yılları hem romanlara hem tarih kitaplarına yansıdı. Atatürk’ün “Benim en büyük eserim” dediği bu şaheserin hangi şartlarda inşa edildiğini anlatan o yapıtlara geçmeden evvel listenin en başına “Nutuk”u eklemek lazım. Atatürk’ün “1919 Mayısı’nın 19’uncu günü Samsun’a çıktım” cümlesiyle başlayıp “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” diye biten “Nutuk”, Millî Mücadele’nin birinci ağızdan anlatımı…
Çankaya
Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya” kitabı dönemin en yakın tanığının kaleminden dökülenlerle ortaya çıkmış bir eser. Atatürk’ü doğumundan okul yıllarına, savaştığı cephelerden yaptığı inkılaplara, tartışma sofralarından insani yönlerine kadar her detayı anekdotlara yer vererek anlatması bakımından oldukça önemli bir çalışma.
Vurun Kahpeye
Gelelim edebi eserlere… Batı cephesinde bulunup onbaşı ve çavuş rütbelerini takmış olan, İzmir’in kurtuluşu sırasında da başçavuş olarak görev yapan Halide Edip Adıvar, “Ateşten Gömlek”, “Vurun Kahpeye”, “Türk’ün Ateşli İmtihanı” kitaplarında Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatıp Milli Mücadele’den kesitler sunar.
Esir şehrin insanları
Kemal Tahir; “Esir Şehir” üçlemesinin ilk kitabı olan “Esir Şehrin İnsanları” romanında Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul’daki sivil aydınların durumu ele alınır. Serinin ikinci kitabı “Esir Şehrin Mahpusu”, üçüncüsü ise “Yorgun Savaşçı”dır. Üçlemede; mütareke ve milli mücadele yılları, dağılan imparatorluğun ve insanların çözülmesi, toplumun yozlaşmışlığına vurgu yapılır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu da “Ankara” romanında Millî Mücadele inancının ateşli dönemleri ve sonrası işlenir. Samim Kocagöz’ün, “Kalpaklılar” ve “Doludizgin” adlı belgesel romanlarında ise bir ulusun bağımsızlık için verdiği mücadele anlatılır.
Hasan İzzettin Dinamo, “Anadolu’da Bir Yunan Askeri” ile 8 ciltlik “Kutsal İsyan” isimli belgesel romanında yine milli mücadeleyi odağına alır. Devrimin hangi zor şartlar altında yapıldığını panoramik olarak ortaya koyar. İlhan Selçuk ise “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”nda Osmanlı İmparatorluğu yerine yeni bir imparatorluk kurmak isteyenlerin dramını, devletin çöküşünü durdurmak isteyen askerlerin destanını aktarır.
Kurtlar sofrasındaki…
Attilâ İlhan’ın yazımı 7 yıl süren” Kurtlar Sofrası”, Millî Mücadele yıllarını anlattığı “Dersaadet’te Sabah Ezanları”, Balkan ve Birinci Dünya savaşları ile Kurtuluş Savaşı’ndan kesitler verdiği “Sırtlan Payı” aynı dönemlere merek tutan romanlar arasında yer alır. İlhan’ın “Allahın Süngüleri-Reis Paşa”da ise Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Halide Edip, Yunus Nadi, Makbule Hanım, Zübeyde Hanım, büyük aşk Fikriye romanda yeniden hayat bulur. Dönemin bir diğer romanı da Ayla Kutlu’nun, “Bir Göçmen Kuştu O” eseridir. Hikâye, Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan zaman diliminde geçiyor. Kutlu, bu eserin ardından kaleme aldığı “Emir Bey’in Kızları”nı Cumhuriyet’in 75. yılına armağan olarak sunmuştur.
Yılmaz Karakoyunlu, “Üç Aliler Divanı”, “Çiçekli Mumlar Sokağı ile memleketin kurtuluş mücadelesine götürüyor., Cumhuriyet ile yaşıt olan ve yakın zamanda kaybettiğimi Hıfzı Topuz imzalı “Gazi ve Fikriye” aynı dönemlerde yaşanan aşkın hikâyesine odaklanıyor. Ayşe Kulin’in “Veda/Esir Şehirde Bir Konak” romanı işgal altındaki İstanbul’da bir konakta yaşananları anlatıyor. Ve tabii ki Turgut Özakman’ın Kurtuluş Savaşı dönemini anlattığı belgesel romanı “Şu Çılgın Türkler”i anmadan olmaz. Kitap, 57 yıllık bir araştırmanın ürünü olarak okurlara sunuluyor.